Birleşik Krallık Göçmenlere Muhtaç: Ekonomiyi ve Hizmet Sektörünü Göçmenler Ayakta Tutuyor

Birleşik Krallık'ta göçmen nüfusun artışı, ülkenin yaşlanan nüfusuna karşı önemli bir denge unsuru oluşturuyor. Göçmenler, sağlık, tarım ve hizmet sektörlerinde kritik roller üstlenirken, kamuoyu algısı zamanla olumlu yönde değişiyor.


Birleşik Krallık'ta göçmen nüfusun artışı, ülkenin yaşlanan nüfusuna karşı önemli bir denge unsuru oluşturuyor. Göçmenler, sağlık, tarım ve hizmet sektörlerinde kritik roller üstlenirken, kamuoyu algısı zamanla olumlu yönde değişiyor.



Simon Jenkins: "Britanya Göçmenlere Muhtaç"

Britanyalı gazeteci Simon Jenkins, The Guardian gazetesinde yayımlanan makalesinde, Birleşik Krallık’ın göçmenlere olan ihtiyacını vurguladı. Jenkins’in analizine göre, ülkede göçmen nüfus artışı olmasa, demografik yapı giderek yaşlanacak ve iş gücü açığı büyüyecek.

Ulusal İstatistik Ofisi’nin (ONS) son verilerine göre, 2030’lu yıllarda Britanya’nın yerli nüfusu durağanlaşacak. Nüfus artışının büyük ölçüde göçmenlerden kaynaklanacağı öngörülüyor ve önümüzdeki yedi yıl içinde göçmen nüfusunun 5 milyon kişi artması bekleniyor.

Göçmenlerin iş gücüne katkısı, özellikle sağlık, inşaat, tarım ve hizmet sektörlerinde kendisini gösteriyor. Jenkins, Londra başta olmak üzere büyük şehirlerdeki ekonomik dinamizmin arkasında göçmen iş gücünün olduğuna dikkat çekiyor. Bugün Londra nüfusunun üçte birinden fazlası yurt dışında doğmuş bireylerden oluşuyor.

Göçmen Karşıtlığı Zayıflıyor

Geçmişte göçmen karşıtlığı daha yaygınken, kamuoyundaki genel eğilim son yıllarda değişmiş durumda. Jenkins’in makalesine göre, 1950’ler ve 60’larda Britanyalıların %80-90’ı göçün durdurulmasını desteklerken, bugün bu oran %40-50 seviyelerine gerilemiş durumda. Özellikle Brexit sürecinde Avrupa Birliği’nden gelen göçmenlere karşı artan tepkiler, AB işçileri ülkeden ayrıldıkça yerini başka tartışmalara bıraktı.

2023 yılında göçmen sayısının 1,2 milyonu aşmasına rağmen, halkın önemli bir kısmı göçmenleri ekonomiye katkılarıyla değerlendiriyor. Göçmenlerin Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) ve sosyal yardımlar üzerindeki etkisine yönelik endişeler bulunsa da, halkın çoğunluğu sağlık çalışanları, bakım hizmetleri, tarım ve restoran sektöründeki göçmen iş gücünü olumlu karşılıyor.

Göçmenler Ekonomiyi ve Hizmetleri Canlandırıyor

Simon Jenkins, göç karşıtı politikaların sık sık gündeme gelmesine rağmen, göçmenlerin Birleşik Krallık için vazgeçilmez bir iş gücü kaynağı olduğuna dikkat çekiyor. Brexit sonrası dönemde kısa vadeli AB işçilerinin ülkeye girişi sınırlandırıldı, ancak bu sefer uzun vadeli ve çoğunluğu Avrupa dışından gelen göçmenler yerlerini aldı. İngiltere hükümeti, yabancı öğrencilere ve aile üyelerine getirilen kısıtlamalarla göçü kontrol altına almaya çalışsa da, bu politikaların sağlık ve kamu hizmetleri gibi sektörlerdeki kronik iş gücü açığını daha da derinleştirme riski bulunuyor.

Jenkins’in makalesinde vurguladığı gibi, Londra gibi göçmen nüfusun yoğun olduğu bölgeler, ülkenin en üretken ekonomilerine sahip. ABD, Almanya ve Fransa gibi yüksek göç alan ülkelerin ekonomik olarak güçlü olması, göçmenlerin katkısının ne denli büyük olduğunu gösteriyor.

Göçü Daha Etkin Yönetmek Mümkün mü?

Jenkins, göçün siyasi manipülasyona açık bir konu olmaya devam ettiğini belirtiyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde olduğu gibi, İngiltere’de de aşırı sağ partiler göçmen karşıtı söylemlerle destek kazanabiliyor. Ancak Oxford Üniversitesi'ne bağlı Göç Gözlemevi’nin (Migration Observatory) araştırmalarına göre, İngiliz kamuoyu göçmenleri destekliyor fakat entegrasyonun belirli koşullara bağlı olması gerektiğini düşünüyor.

Kamuoyunun en büyük endişelerinden biri, göçmenlerin toplumla uyumu ve toplumsal normlara saygı göstermesi. Özellikle göçle ilişkilendirilen suç haberleri sıkça gündeme getirilse de, istatistikler göçmenlerin yerel halktan farklı oranlarda suç işlemediğini gösteriyor.

Jenkins, göç politikalarının etkinliği artırmak için “kapsayıcı entegrasyon” modellerine ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Mevcut vatandaşlık testlerinde "Güller Savaşı’nda hangi iki hanedan savaşmıştır?" gibi anlamsız sorular yerine, İngiltere’nin sosyal değerleri, toplumsal kuralları ve günlük hayatına dair pratik bilgiler içeren bir entegrasyon sürecinin daha etkili olabileceğini belirtiyor.

Göçü Engellemek Mümkün Değil, Ama Doğru Yönetmek Mümkün

Jenkins’e göre, göç küresel bir olgu ve engellenmesi neredeyse imkânsız. Tıpkı iklim değişikliği gibi, geri döndürülemez bir süreç olarak ele alınmalı ve iyi yönetilmeli. İngiltere’de peş peşe iki başbakanın göçmen kökenli olması, ülkenin göçü yönetme kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor.

Önemli olan, göçün yarattığı siyasi gerilimi azaltmak ve göçmenlerin topluma entegrasyonunu sağlamaktır. Göçmenler sadece ekonomiye değil, toplumsal çeşitliliğe ve kültürel zenginliğe de katkı sunuyor. Doğru politikalarla bu süreci yönetmek, göçmenleri dışlayıcı söylemler yerine onları kapsayıcı bir entegrasyon politikası izlemek, Birleşik Krallık’ın geleceği açısından kritik bir adım olacaktır.


Bu haber, Simon Jenkins’in The Guardian gazetesindeki makalesinden uyarlanarak hazırlanmıştır.

Yorumlar