Belçika’da yeni göç politikası ile mültecilerin sosyal hakları kısıtlanıyor, aile birleşimi zorlaşıyor. Yeni düzenlemeler ne anlama geliyor?
Belçika’nın Yeni Göç Politikası: Mülteciler İçin Daha Zor Bir Süreç Başlıyor
Belçika'da kurulan yeni koalisyon hükümeti, göç politikasını sertleştirerek özellikle mülteciler ve sığınmacılar için önemli hak kısıtlamaları getirdi. Başbakan Bart De Wever’in liderliğindeki hükümet, iltica başvurularını azaltmayı hedefleyerek, göçü sadece ‘ekonomik fayda’ sağlayacak kişilerle sınırlamayı amaçlıyor. Ancak bu politikalar, savaş ve zulümden kaçan binlerce insan için ciddi engeller ve mağduriyetler yaratabilir.
Sığınmacılar İçin Sosyal Haklar Azaltılıyor
Yeni politikaya göre, Belçika’ya yeni gelen mülteciler artık beş yıl boyunca sosyal yardımlardan faydalanamayacak. Bu, özellikle savaş ve zulümden kaçan kişiler için barınma ve temel ihtiyaçları karşılama konusunda büyük bir sorun yaratabilir.
Önemli değişiklikler:
- Savaş mağdurlarına artık ‘tanınmış mülteci’ yerine daha düşük haklara sahip ‘ikincil koruma’ statüsü verilecek.
- Aile birleşimi daha zor hale getirildi; savaş mültecileri için en az 2 yıl bekleme süresi getirildi.
- Sosyal yardımlara erişim 5 yıl boyunca sınırlandırıldı.
Mülteciler için ne anlama geliyor?
Bu düzenlemeler, savaştan kaçan insanların Belçika’da yeni bir hayat kurmasını daha da zorlaştıracak. Entegrasyon sürecini desteklemek yerine, mültecileri ekonomik ve sosyal açıdan daha kırılgan hale getirebilir.
Aile Birleşimi Hakkı Kısıtlanıyor
Bugüne kadar Belçika’da yaşayan mülteciler ve göçmenler, aile bireylerini yanlarına getirme hakkına sahipti. Ancak yeni yasalarla bu süreç daha da zorlaştırılıyor. Özellikle savaş mağduru olan mülteciler için aile birleşimi hakkı ciddi şekilde sınırlandırıldı.
Yeni uygulamalar:
- Çalışma izni olan göçmenlerin eşlerini ve çocuklarını getirmek için 1-2 yıl beklemesi gerekecek.
- İkincil koruma statüsündeki mülteciler için bu süre en az 2 yıl olacak.
- Tanınmış mülteciler için başvuru süresi 1 yıldan 6 aya düşürüldü.
Bu kısıtlamalar, mültecilerin ailelerinden uzun süre ayrı kalmasına neden olacak ve onların psikolojik ve sosyal uyum sürecini olumsuz etkileyecek.
Sığınmacıların Telefonları İncelenecek: Özel Hayat İhlali mi?
Belçika hükümeti, iltica başvurularında ‘sahtekarlığı önlemek’ gerekçesiyle yeni gelen sığınmacıların cep telefonları ve dijital cihazlarını incelemeyi planlıyor. Telefonlarını vermeyi reddeden kişiler, iltica başvurusu yapamayabilir.
Bu uygulama, insan hakları açısından ciddi tartışmalar yaratabilir. Mültecilerin özel hayatının ihlal edilmesi, kişisel verilere müdahale anlamına gelebilir ve uluslararası hukuka aykırı olabilir.
Belçika’da Süresiz Oturum İçin Yeni Şartlar
Yeni gelen göçmenler için süresiz oturum almak artık daha zor olacak. Beş yıl boyunca Belçika’da yaşayan kişiler, süresiz oturum alabilmek için şu şartları yerine getirmek zorunda olacak:
- Dil sınavını geçmek,
- Devlet yardımlarına bağımlı olmamak,
- Belçika toplumuna ‘yeterince entegre’ olmak.
Vatandaşlık başvuruları da daha maliyetli ve zor hale getirildi. Başvurular için ‘kamu düzenine tehdit’ gerekçesiyle ret verilebileceği belirtilse de, bunun nasıl değerlendirileceği net değil.
Göç Politikası Sığınmacıları Caydırabilir mi?
Belçika hükümeti, bu sert önlemlerle iltica başvurularını azaltmayı ve göçmenlerin ülkeye gelişini zorlaştırmayı hedefliyor. Ancak bu politikalar, mültecilerin entegrasyon sürecini baltalayarak toplumda daha fazla ayrımcılığa ve sosyal izolasyona neden olabilir.
Savaş ve zulümden kaçan insanlar için güvenli liman olması gereken bir ülkenin, temel insan haklarını ihlal edebilecek politikalar uygulaması, Avrupa’nın genel göç politikaları açısından da endişe verici bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
Yorumlar
Yorum Gönder