Almanya'da mülteci politikaları sertleşiyor. CDU/CSU'nun sunduğu göçmen karşıtı önerge, aşırı sağcı AfD'nin desteğiyle kabul edildi. Bu gelişme, Almanya’daki mülteciler için ne anlama geliyor?
Berlin - Almanya’da mülteci politikaları tartışmaların odağında. 23 Şubat’ta gerçekleşecek erken genel seçimler öncesinde, göç ve iltica konuları siyasi tansiyonu yükseltirken, Almanya Federal Meclisi (Bundestag), sığınmacıları doğrudan etkileyecek kararları oyladı. Muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Bavyera’daki kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik (CSU), sığınmacılara yönelik sert önlemler içeren iki önerge sundu. Bunlardan biri, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin oylarıyla kabul edildi. Bu, Almanya Federal Meclisi tarihinde ilk kez, muhafazakâr partilerin bir önerisinin AfD desteğiyle kabul edilmesi anlamına geliyor.
Bu gelişme, ülkedeki mülteci ve göçmen toplulukları için endişe verici bir dönemin habercisi olabilir. Öneriler arasında Almanya sınırlarında kalıcı kontroller, belgesiz gelen herkesin geri çevrilmesi, sınır dışı sürecinin hızlandırılması ve göçmenlerin gözaltına alınmasını öngören hükümler bulunuyor.
Scholz: "Tarihimizden Ders Çıkarmalıyız"
Almanya Başbakanı Olaf Scholz (SPD), CDU/CSU’nun önerilerini sert bir dille eleştirdi. Bundestag’daki konuşmasında Scholz, Almanya’nın Nazi döneminde Yahudileri ve diğer zulme uğrayan grupları koruyamamasının tarihi sorumluluğuna vurgu yaparak, “Almanya, geçmişindeki hataları tekrar edemez. Asylrecht (iltica hakkı), bu ülkenin tarihinden çıkarılmış bir derstir” dedi. Scholz, CDU lideri Friedrich Merz’i, AfD ile ortak hareket etmekle suçlayarak, bunu Almanya’nın siyasi uzlaşısına zarar veren bir gelişme olarak değerlendirdi.
Muhalefetin Stratejisi: AfD ile Dolaylı İşbirliği
CDU lideri Merz ise partisinin sığınmacılara yönelik daha sert önlemler almasını savundu. Son dönemde Almanya’da yaşanan bazı şiddet olaylarının ardından göçmen karşıtı söylemleri artıran Merz, ZDF kanalına yaptığı açıklamada, "Biz, doğru olduğuna inandığımız politikayı izliyoruz. Eğer AfD destek verirse, bu onların kararıdır” diyerek, AfD ile doğrudan işbirliği yapmadıklarını iddia etti.
Ancak bu açıklama, muhafazakârların aslında aşırı sağ ile çizdiği mesafeyi giderek azalttığı yorumlarına neden oldu. CDU ve CSU, önerilerine AfD’yi eleştiren bir madde eklese de, siyasi gözlemciler bunun yalnızca tepkiyi yumuşatma amacı taşıdığını belirtiyor.
Mülteci Dostu Kurumlar ve Kiliselerden Sert Tepki
CDU’nun sert göç politikaları Almanya’daki insan hakları örgütleri, kiliseler ve sivil toplum kuruluşları tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Almanya’daki Katolik ve Protestan kiliselerinden yapılan ortak açıklamada, "Tartışmanın tonu ve zamanı bizi derinden rahatsız ediyor. Bu söylem, Almanya’daki tüm göçmenleri hedef haline getiriyor ve toplumda ayrımcılığı körüklüyor" ifadelerine yer verildi.
Göçmen hakları savunucuları, bu tür politikaların yalnızca mültecileri kriminalize ettiğini ve toplumda yabancı düşmanlığını artırdığını vurguluyor. Almanya’nın en büyük mülteci destek kuruluşlarından biri olan Pro Asyl, yapılan oylamanın, Almanya’da mültecilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştıracağı uyarısında bulundu.
Sığınmacılar İçin Ne Anlama Geliyor?
Eğer CDU’nun göç politikaları uygulanırsa, Almanya’ya ulaşmak isteyen mülteciler açısından ciddi sonuçlar doğurabilir:
- Sınır kontrollerinin sıkılaştırılması nedeniyle Almanya’ya ulaşmak daha zor hale gelecek.
- Belgesiz gelenlerin otomatik olarak geri çevrilmesi, savaş ve zulümden kaçanların iltica başvurusu yapmasını engelleyebilir.
- Sınır dışı sürecinin hızlandırılması mültecilerin hukuki itiraz şansını kısıtlayabilir.
- Gözaltı önlemlerinin artırılması, Almanya’ya gelen sığınmacılar için zor koşullar yaratabilir.
Öte yandan, CDU’nun sunduğu bir diğer öneri olan aile birleşiminin sınırlandırılması, Almanya’da zaten bulunan mültecilerin aileleriyle bir araya gelme şansını daha da zorlaştıracak.
Almanya Seçimlere Doğru Sertleşen Göç Politikalarıyla Gidiyor
Bundestag’da yaşanan bu gelişmeler, Almanya’nın mülteci politikalarında büyük bir kırılma noktası olabilir. Eğer CDU seçimlerden güçlü çıkarsa ve önerilerini hükümet politikası haline getirirse, Almanya, mülteciler için daha katı bir ülke haline gelebilir.
Ancak bu sürecin yalnızca Almanya’yı değil, Avrupa’daki genel mülteci politikalarını da etkileyebileceği unutulmamalı. Almanya’nın göç politikalarında alacağı kararlar, Avrupa Birliği’nin genel iltica politikalarını şekillendirme gücüne sahip.
Önümüzdeki haftalarda Bundestag ve kamuoyundaki tartışmalar, Almanya’nın mültecilere kapılarını kapatıp kapatmayacağını belirleyecek. 23 Şubat’taki seçimler ise, sadece Almanya’daki mülteciler için değil, Avrupa genelindeki göçmenler için de kritik bir dönüm noktası olabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder