İsviçre'den Türkiyeli ve Kürt Mülteciler İçin Katı Karar: Hakaret ve Propaganda Suçlamaları İltica Gerekçesi Sayılmayacak, Hakkâri ve Şırnak’a Geri Gönderim Yolu Açıldı

İsviçre Federal İdare Mahkemesi, Türkiyeli ve Kürt mülteciler için kritik bir karar aldı. Hakkâri ve Şırnak’a geri gönderim yasağını kaldırarak her dosyanın bireysel olarak incelenmesine karar verdi.

İsviçre Federal İdare Mahkemesi, Türkiyeli ve Kürt mülteciler için kritik bir karar aldı. Hakkâri ve Şırnak’a geri gönderim yasağını kaldırarak her dosyanın bireysel olarak incelenmesine karar verdi.

İsviçre Federal İdare Mahkemesi (BVGer), Türkiyeli ve Kürt mültecilerle ilgili iki önemli karar aldı. Cumhurbaşkanına hakaret ve terör propagandası suçlamalarının iltica gerekçesi sayılamayacağını belirtti. Ayrıca, Hakkâri ve Şırnak’a yönelik genel geri gönderim yasağını kaldırarak, bu illere yapılacak geri gönderimlerin her dosyada ayrı ayrı değerlendirileceğini duyurdu. İnsan hakları örgütleri kararı eleştirdi.

BVGer’den Kürt ve Türkiyeli Mülteciler İçin Kritik Karar

İsviçre Federal İdare Mahkemesi (BVGer), Türkiyeli ve Kürt mültecilerle ilgili iki önemli karar aldı:

1. Cumhurbaşkanına hakaret ve terör propagandası suçlamalarının, başvuranların belirgin bir siyasi kimlik veya aktivist geçmişi olmadığı sürece, iltica hakkı doğuracak düzeyde bir zulüm veya tehlike oluşturmadığına hükmetti.

2. 2013’ten beri yürürlükte olan Hakkâri ve Şırnak’a geri gönderim yasağını kaldırarak, bu bölgelere yapılacak sınır dışı işlemlerinin artık genel değil, her dosyada bireysel olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar verdi.

Hakkâri ve Şırnak’a Geri Gönderim Kararı Artık Bireysel Değerlendirilecek

BVGer, uzun yıllardır devam eden Hakkâri ve Şırnak’a yönelik genel geri gönderim yasağını kaldırdı. Ancak mahkeme, bu illere geri gönderimlerin doğrudan yapılmayacağını, her dosyanın bireysel olarak inceleneceğini açıkladı.

Bireysel Değerlendirme Şartı: Mahkeme, Hakkâri ve Şırnak gibi bölgelerdeki güvenlik durumunun her başvuranın kişisel koşulları ve kırılganlık durumları dikkate alınarak ayrı ayrı inceleneceğini belirtti.

Risk Faktörleri: Bölgedeki mevcut güvenlik riskleri, başvuranın ailevi durumu, sağlık sorunları ve kişisel geçmişi gibi faktörlerin karar sürecinde önemli olacağı vurgulandı.

Bu değişiklik, geri gönderimlerin daha esnek hale gelmesine olanak sağlarken, insan hakları savunucuları bölgedeki istikrarsızlık nedeniyle bu kararın riskli olduğunu savunuyor.

Mahkeme: "Siyasi Kimlik ve Aktivizm Belirleyici"

BVGer, hakaret ve propaganda suçlamalarının tek başına iltica hakkı kazandırmayacağını belirtirken, başvuranın siyasi kimliği ve aktivist geçmişinin karar üzerinde belirleyici olabileceğini ifade etti.

Siyasi Kimlik Eksikliği: Mahkeme, başvuranların genellikle İsviçre’ye geldikten sonra sosyal medya aktiviteleriyle bu suçlamalara neden olduklarını ve bu paylaşımların büyük ölçüde "subjektif kaçış gerekçesi" olduğunu değerlendirdi.

İnandırıcılık ve Aktivizm: Eğer bir başvuranın, Türkiye'de belirgin bir siyasi kimliğe sahip olduğu ve bu nedenle baskıya uğradığı kanıtlanabilirse, bu durum iltica için geçerli bir gerekçe sayılabilir. Ancak sadece sosyal medya paylaşımları gibi düşük profilli eylemler, mahkeme tarafından yeterli bulunmuyor.

İsviçre Mülteci Yardımı’ndan (SFH) Sert Eleştiriler

İsviçre Mülteci Yardımı (SFH), BVGer’in bu kararına sert tepki göstererek şu noktalara dikkat çekti:

"Türkiye’de İnsan Hakları Durumu Değişmedi"

SFH, Türkiye’de insan hakları ihlallerinin devam ettiğini ve adalet sisteminin siyasi baskılar altında olduğunu belirtti. Açıklamada, mahkemenin bu yeni kararının Türkiyeli ve Kürt mültecilerin zulüm ve adaletsiz yargılamalar karşısında korunma şansını ciddi şekilde azaltacağı ifade edildi.

"Hakkâri ve Şırnak Kararı Anlaşılmaz"

SFH, Hakkâri ve Şırnak’a geri gönderim yasağının kaldırılmasını "endişe verici" olarak nitelendirdi. Bu bölgelerin hâlâ istikrarsız olduğuna ve sınır dışı edilen kişilerin ciddi risklerle karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekti:

 "Bu sınır illerindeki durumun düzenli olarak gözlemlenmesi ve bireysel değerlendirmelerde kırılgan gruplar ile geri gönderimin mümkün olmadığı diğer faktörlere dikkat edilmesi gerekmektedir."

"Nachflucht (Sonradan Ortaya Çıkan Tehlikeler) Göz Ardı Edilmemeli"

SFH, Türkiye’den kaçan kişilerin İsviçre’de düzenledikleri protestolar veya sosyal medya aktivitelerinin, Türkiye’de otoritelerin hedefi haline gelmesine neden olabileceğini vurguladı. Bu gibi sonradan ortaya çıkan tehditlerin, İsviçre iltica yasalarına göre korunmayı gerektirdiğini hatırlattı.

Kararın Türkiyeli ve Kürt Mülteciler İçin Sonuçları

BVGer’in bu kararı, Türkiyeli ve Kürt mültecilerin İsviçre’de iltica hakkı kazanmasını daha da zorlaştırabilir. Özellikle:

Siyasi Aktivizm ve Kimlik Şartı: Hakaret ve propaganda suçlamalarının iltica hakkı doğurması için başvuranların güçlü bir siyasi kimlik veya geçmişe sahip olduğunu kanıtlamaları gerekecek.

Hakkâri ve Şırnak’a Geri Gönderim: Genel yasağın kalkmasıyla, Hakkâri ve Şırnak’a geri gönderim mümkün hale geldi. Ancak her başvuru bireysel olarak değerlendirilecek.

İspat Zorluğu: Mülteci adaylarının, kendilerine yönelik tehditleri ve adaletsizlikleri ispat etmesi artık çok daha zor bir hale geldi.

İnsan Hakları Savunucularının Talepleri

SFH ve diğer insan hakları örgütleri, İsviçre’den bu kararını yeniden gözden geçirmesini ve Türkiyeli ve Kürt mültecilerin durumunu daha dikkatli değerlendirmesini talep ediyor. Özellikle kırılgan grupların korunması ve Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin göz önüne alınması gerektiği ifade ediliyor.

Bu karar, İsviçre’nin iltica politikalarının mülteci haklarını koruma ve sistemin suistimal edilmesini önleme dengesi arasında yeni bir tartışma başlatabilir.

Yorumlar