Belediye başkanları ve dini liderler, Hollanda hükümetinin iltica politikalarını “entegrasyonu imkânsız hale getirdiği” gerekçesiyle eleştiriyor.
Hollanda'da belediye başkanları ve dini liderler, hükümetin katı iltica politikalarını eleştiriyor. Mültecilerin iş bulmakta ve topluma entegre olmakta karşılaştıkları zorluklar gündemde.
Belediye Başkanlarından Hükümete Tepki
Hollanda’daki 90’a yakın belediye başkanı ve yerel yönetici, Vrij Nederland dergisinde yayınladıkları bir yazıyla hükümetin iltica politikalarını sert bir şekilde eleştirdi. Bu yazı, aynı gün Hollanda İstatistik Kurumu'nun (CBS) mültecilerin iş bulma oranlarının düşüklüğüne dair raporuyla birlikte dikkat çekti.
CBS'nin verilerine göre, 2021'de başlatılan yeni entegrasyon sistemi kapsamında mültecilerin entegrasyon derslerini ücretli bir işle birleştirmeleri bekleniyor. Ancak bu sistem pratikte başarısız oldu. Mülteci statüsü alıp oturma iznine sahip olduktan bir yıl sonra erkeklerin sadece %25’i, kadınların ise %10’u iş bulabildi. Bu işlerin çoğu yarı zamanlı ve genellikle restoran sektöründe bulunuyor.
Mülteciler Entegrasyon ve İş Arasında Sıkışıyor
Regioplan tarafından yapılan bir ankete göre, birçok mülteci, entegrasyon sürecinin zaman ve kaynak gerektirmesi nedeniyle işlerini bırakmak zorunda kaldı. Örneğin, bazı mültecilerin kurs saatlerinin çalışma saatleriyle çakışması nedeniyle işlerinden ayrıldığı bildirildi. Kurs kapsamında gönüllü çalışmaları beklenirken, birçok mülteci ücretli işlerine devam etmek istediklerini belirtti.
Daha önce DHL’de çalışan bir Suriyeli, “İkisi arasında denge kurmak çok zor,” diyerek entegrasyona odaklanmayı seçtiğini ve işi sonraya bıraktığını belirtti. Hollanda'da mültecilere entegrasyon sürecini tamamlamaları için 2,5 yıl süre tanınıyor ve bu süreçte sosyal yardım alabiliyorlar. Ancak entegrasyon derslerini tamamlamamak, sınır dışı edilme riskini artırıyor.
Katı İltica Politikaları Tepki Çekiyor
Hollanda’nın sağ görüşlü hükümeti, ülkenin “şimdiye kadarki en katı iltica politikasını” uyguluyor. Bu politikalar arasında mültecilere kalıcı oturma izni verilmemesi, geçici izin sürelerinin kısaltılması, aile birleşiminin zorlaştırılması ve bazı Suriye bölgelerinin güvenli ilan edilmesi yer alıyor.
Belediye başkanları, bu politikaların mültecilerin topluma katkıda bulunma fırsatlarını ellerinden aldığını ve entegre olmasını neredeyse imkânsız hale getirdiğini savundu. Ayrıca, entegrasyonlarına destek oldukları kişilerin sınır dışı edilmesinin yerel yönetimlerin “mesleki onurunu” zedelediğini belirttiler. “Yeni gelenlere ev, iş ya da eğitim sağlamışken, onları sınır dışı etmek kabul edilemez bir durum.”
Dini Liderlerden Çağrı: Adalet ve Merhamet Odaklı Bir Politika
Hollanda’da 1.100’den fazla dini lider - papaz, imam, haham ve vaiz - hükümetin iltica politikalarına karşı bir dilekçe imzaladı. Dilekçeyi başlatan Jan de Beer, koalisyon anlaşmasını okuduğunda hissettiklerini şu sözlerle dile getirdi: “Bu benim ülkem değil. Hükümet, mültecilere yardım etmek istemediğini açıkça gösteriyor ve bununla ‘gurur duyuyor’. Bu çok soğuk bir yaklaşım.”
De Beer, Hollanda’nın 2023 yılında dünyadaki toplam sığınmacıların sadece %0,04’ünü kabul ettiğini belirterek, “Böylesine düşük oranlarla başa çıkabilecek kapasiteye sahibiz. Bu tamamen bir isteksizlik meselesi,” dedi. Dini liderler, hükümeti “adalet ve merhamet” temelli bir politika benimsemeye davet etti.
Belediye Başkanlarından ve Dini Liderlerden Talepler
Yerel yöneticiler, hükümete anayasal sınırları zorlayan ve uygulanabilir olmayan bu politikaları terk etme çağrısında bulundu. Bunun yerine, mültecilere yönelik barınma, entegrasyon, eğitim ve bakım konularında daha fazla bütçe ayrılmasını talep ettiler.
Dini liderler ise iltica politikalarının yarattığı insani zorluklara vurgu yaparak, mültecilerin haklarına saygılı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini ifade etti.
Hollanda’da mültecilere yönelik politikalar, hem yerel yöneticiler hem de dini liderler tarafından ağır bir şekilde eleştirilirken, bu politikaların mültecilerin topluma entegre olma ve katkı sağlama imkanlarını sınırlandırdığı görülüyor. Toplumun farklı kesimlerinden gelen bu tepkiler, hükümetin iltica politikalarını yeniden değerlendirmesi için güçlü bir çağrı oluşturuyor.
Yorumlar
Yorum Gönder