Hollanda, AB'nin sığınma ve göç sisteminden çıkmak için Avrupa Komisyonu'na başvuruda bulundu. Hollanda'nın bu tarihi talebi, AB'nin sığınma ve göç politikalarını tartışmaya açıyor.
Hollanda'nın yeni hükümeti, AB'nin göç ve sığınma sisteminden çıkış talebinde bulunarak tarihi bir adım attı. Bu, bir kurucu üye devletin AB sistemini böylesine radikal bir şekilde sorgulaması açısından emsalsiz bir durum olarak değerlendiriliyor.
Faber: "Kendi Sığınma Politikamızın Kontrolünü Yeniden Ele Almalıyız"
Hollanda Sığınma ve Göç Bakanı Marjolein Faber, çarşamba sabahı yaptığı açıklamada, Hollanda'nın kendi sığınma politikası üzerinde yeniden kontrol sahibi olması gerektiğini belirtti. Faber, aşırı sağcı ve ulusalcı bir parti olan Geert Wilders liderliğindeki Özgürlük Partisi'ne (PVV) mensup.
Yeni koalisyon hükümetinin temel vaadi, "en sıkı sığınma rejimini" inşa etmek olarak öne çıkıyor. Wilders, sosyal medya üzerinden Faber'in bu hamlesini "tarihi bir adım" olarak nitelendirdi ve destek verdi.
AB Sığınma Sisteminden Çıkış Talebi
Faber'in Temmuz ayında ipuçlarını verdiği ve geçtiğimiz hafta kesinleşen çıkış talebi, AB'nin göç ve sığınma yasalarında kapsamlı bir değişiklik gerektireceği için pek olası görünmüyor. Bu tür bir talep, diğer üye devletlerin de benzer isteklerde bulunmasına kapı açabileceği için büyük tartışmalara yol açabilir.
Faber, Avrupa Komisyonu İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson'a gönderdiği mektupta, bu talebin ancak AB antlaşmalarının revize edilmesi durumunda gerçekleşebileceğini kabul etti. Ancak böyle bir değişiklik şu anda gündemde değil.
Komisyon'dan Hızlı Yanıt: "Antlaşma Değişikliği Gündemde Yok"
Avrupa Komisyonu, Faber'in bu talebini hızla yanıtladı ve mevcut antlaşmalarda herhangi bir değişikliğin planlanmadığını belirtti. Komisyon sözcüsü, "AB sığınma ve göç kurallarında herhangi bir değişiklik beklemiyoruz. Bu kurallar, Hollanda için bağlayıcı olmaya devam edecek" dedi.
Hollanda'nın bu talebi, AB'nin mevcut yasalarına meydan okuma anlamına gelirken, diğer başkentlerin de bu isteği kabul etmesi olası görünmüyor. Hollanda'nın sistemden çıkması, komşu ülkelere büyük bir sığınmacı akınına neden olabileceği için bölgesel bir kriz riski taşıyor.
Almanya ve Schengen Krizi
Hollanda'nın talebi, Almanya'nın dokuz kara sınırında sınır kontrollerini yeniden başlatma kararıyla aynı döneme denk geldi. Bu durum, pasaportsuz seyahat bölgesi olan Schengen Bölgesi'nin işleyişine gölge düşürmüş durumda.
"Yeni Göç ve Sığınma Paktı"na Geçiş
Faber mektubunda, AB'nin göç ve sığınma sisteminden çıkış talepleri kabul edilene kadar, Hollanda'nın Mayıs ayında kabul edilen "Yeni Göç ve Sığınma Paktı"nı uygulamaya odaklanacağını belirtti. Pakt, AB ülkelerine sığınmacılar için üç seçenek sunuyor: Belirli sayıda sığınmacıyı kabul etmek, her bir reddedilen kişi için 20 bin Euro ödemek ya da operasyonel destek sağlamak. Hollanda, finansal destek yolunu seçeceğini önceden açıklamıştı.
Komisyon sözcüsü, "Hollanda'nın Yeni Paktı uygulama konusunda öncelik verecek olmasını memnuniyetle karşılıyoruz" açıklamasında bulundu.
Paktın uygulanması için üye devletler yıl sonuna kadar idari, operasyonel ve hukuki adımları içeren planlarını sunmak zorunda.
Yorumlar
Yorum Gönder