Son aylarda İtalya, göçmen gelişlerinde önemli bir düşüş kaydetti: 11 Temmuz 2024 itibariyle 28.376 göçmen, geçen yılın aynı döneminde ise 73.173 göçmen. İtalyan hükümeti, bu azalmayı sınır dışı politikalarının başarısı olarak kutluyor. Bu politikalar, otoriter Tunus hükümetiyle yapılan anlaşmalar ve Libya’daki yerel hükümetlere ve milislere yapılan mali yardımlar sayesinde gerçekleştirildi. Ancak, bu politikaların gerçek insani maliyetlerini dikkatle incelemek önemlidir.
Uluslararası Anlaşmaların Bağlamı
Sınırların dışarıya taşınması stratejisi yeni bir olgu değildir. Daha önce de AB ile Türkiye, Bosna-Hersek, Karadağ, Fas ve Nijer gibi ülkeler arasında yapılan anlaşmalar, istenmeyen göçlerin ve sığınma başvurularının önlenmesi konusunda önemli hedeflere ulaşılabileceğini göstermiştir. Bu anlaşmalar, transit ülkeler için somut avantajlar sunar: finansman, siyasi destek, yönetim yöntemlerine tolerans ve gelecekte AB'ye giriş veya özel muamele vaatleri. Bu hükümetler için maliyetler nispeten düşüktür, özellikle de diğer ülkelerin vatandaşlarının geçişini engellemek söz konusu olduğunda. Bu kişiler genellikle sosyal iç desteği tehdit edemeyecek kadar zayıftır.
Baskının İnsani Maliyetleri
Ancak, Afrika'daki sınır ötesi hareketliliğin baskısının insani maliyetlerini görmek istemiyoruz. UNHCR'nin son raporu, Sahra Çölü'nde yaşanan ölümlere ışık tuttu: Ocak 2020 ile Mayıs 2024 arasında en az 1.180 kişi çölü geçerken öldü. Bu rakam, tanıklar ve araştırmacılara göre, muhtemelen çok daha yüksek. Şiddet, kaçırılma, işkence, tehlikeli durumlarda terk edilme, keyfi tutuklama ve geri püskürtme, Afrika'nın Sahra altı bölgesinden Akdeniz'e giden rotaların karakteristik özellikleridir.
AB Tarafından Finanse Edilen Hükümetlerin Rolü
Bir yıl süren ve büyük Avrupa ve Kuzey Amerika gazetelerinin bir havuzu tarafından yürütülen bir araştırma, Afrikalı mülteci ve işçilerin Fas, Moritanya ve Tunus'ta sadece ten renkleri nedeniyle yakalandığını belgeledi. Bu kişiler, yardımsız, susuz veya yiyeceksiz çöl bölgelerine bırakılıyor, hapis, gasp, işkence ve cinsel şiddet risklerine maruz kalıyor. Bazıları, işkence edilerek fidye almak için suç çetelerine satılıyor.
Tunus ve Fas'taki Spesifik Vakalar
Tunus'ta, Temmuz 2023 ile Mayıs 2024 arasında gerçekleşen on üç olayda, Afrikalı gruplar toplandı ve Libya veya Cezayir sınırlarına yakın yerlere götürülerek terk edildi. Bazı durumlarda, göçmenler Libya makamlarına teslim edilerek gözaltı merkezlerinde hapsedildi. Fas'ta, İspanyol polis memurlarının düzenli olarak bir göçmen gözaltı merkezine girdikleri görüntülendi. Raporda, AB'nin bu boşaltma operasyonlarının farkında olduğu ve bazen doğrudan dahil olduğu belirtiliyor.
Acı Bir Zafer
Göçmen gelişlerindeki azalmanın arkasında karanlık bir gerçek yatıyor: transit geçişlerin engellenmesi görevinin dış hükümetlere devredilmesi, büyük insani acılar pahasına gerçekleştiriliyor. Sınırların dışarıya taşınması politikaları göçmen gelişlerini azaltabilir, ancak hangi bedelle? Uluslararası toplum, bu gerçeklerle yüzleşmeli ve göç stratejilerinin insaniliğini yeniden gözden geçirmelidir. Bu şekilde, sadece sayılar için değil, insan haklarına ve her bireyin onuruna saygı için gerçek bir zaferden bahsedebiliriz.
Yorumlar
Yorum Gönder